Atatürk arı ve duru bir İslam’ı teşvik etmiştir.

  • 10 yıl önce
ADNAN OKTAR: “Peki bir Müslüman, Atatürkçü olabilir mi? Tevhidi benimsemiş bir insan Atatürkçü olabilir mi?” Adam açık konuşuyor. Diyor ki bak; “Bir hafta sakalını keserse bir adam, öldürürüz.” diyor. Açık, kitaplarında yazıyor adamların. Atatürk seni böyle beladan kurtardı. Kadını yarım gösteren, yarım gören zihniyetten seni kurtardı. Senin ablanı, bacını, ananı yarım insan olarak görüyor yobazlar. Kabul ediyor musun sen? Atatürk kurtardı bundan seni. Ve sana sahabe İslam’ını getirdi. Gerçek İslam’ı getirdi Atatürk. On binlerce Kuran dağıtmıştır Atatürk. İlahiyat fakültelerini sen mi kurdun? İmam hatipleri sen mi kurdun? Kardeşim bir tane, iki tane, üç tane, dört tane değil ki. Kıymetini bilmemişler ayrı, Atatürk’ün değerini bilmemişler o dönemde. Yani Dolmabahçe’ye ikamet olarak oraya. Kardeşim rüzgar alan soğuk bir yer, gidip sen otursana orada. Olacak iş mi? Açtığında, rüzgarı acayip rüzgar vuruyor. Nemli ve soğuk. Birbirinden güzel binalar var İstanbul’da. Hayır, ziyarete gitsin. Mesela cumhurbaşkanlığı ofisi olarak kullanabilir, ara ara gidebilir ziyarete ama sabit mekan olarak kullanılması çok acayip.  

Hicri; “Bu direnişe komünizm gibi yakıştırma yapmanız saptırmadır. Bu masum göstericilere orantısız güç kullanımıyla başlamış.” Mesela diyor ki adam; “orada ağaçlar var, yeşillikler var, biz bunları protesto ediyoruz.” Bu çok güzel. Yani istemiyoruz diyor. Yanlış anlamış olabilir. İçlerinde masum gösteri yapmak isteyen olabilir. O genç kızlar falan şeker, onlar hakikaten tatlı. “Özgürlüğümüzü niye sınırlıyorsunuz” diyor, bir şey diyor kendince. Bir genç kız olarak şey yapabilir veyahut yani Avrupalılar gibi, mesela Avrupalı gençler gibi özgür olduğunu göstermek istiyor olabilir, bağırıp çağırmak istiyor olabilir, onlara bir sözümüz yok, iftihar ederiz. Bağırsınlar ne güzel “Türkiye’de demokrasi var” deriz. İçimiz açılır değil mi? Ne güzel. Mesela desinler ki işte “şurada bina yapıldı güneşimizi kesiyor”, protesto ediyorsun. şu Greenpeace mesela gemilerin üstüne çıkıyorlar, diyorlar ki “bu gemi asbestten yapılmış, istemiyoruz” diyorlar. Herkes sever öyle insanları. Yani ama tabii kanuni bir ölçü içinde yapmak lazım yahut makul, mesela polise direnmeden. Onlar direnmiyor zaten fazla. Köfte gibiler, hemen doluşup gidiyorlar. Yoksa iftihar ederiz. Bizim böyle genç kızlar çok şeker, çok tatlı delikanlı genç kızlar mesela delikanlılar var falan. Bağırır çağırır protesto eder güzel. Yani Türkiye’de demokrasinin ve özgürlüğün gücünü gösterir o.

“Hocam nasıl bir ülkede yaşıyoruz. Hem Atatürkçü olup, hem İslam’ı dosdoğru yaşayamayacak mıyız?” Ne demek istiyor? Zaten İslam’ı dosdoğru yaşamak Atatürkçülükle mümkün olduğuna göre, daha önce yaşayabiliyor muydun? Yaşayamıyordun. Osmanlı sultanları bile yobazlardan rahatsızdı, onlar da ne yapacağını bilemiyordu. Tabii mesela Abdülmecid Efendi resim yapıyor, yobazlar mahvederdiler onu bilseler. Denize şortla giriyor Abdülmecid Efendi. Mahvederler.

Kenan Abbas çok komik, diyor ki; “Tayyip Hocamız içkiyi yasaklayınca, halk birden ayılıverdi.” Çok komik espri yapmış. İçkiyi niye yasaklasın? Avrupa’da her yerde satılıyor içki. Laf mı şu?

DİDEM ÜRER: Zaten özellikle düzenleme diye belirtiyorlar.

ADNAN OKTAR: Her hükümet döneminde bu kanunlar vardı, uygulanmıyordu. Başbakan bir daha gündeme getiriyor. Konu bu yani. Mesela sosyalist Fransa da içki sınırlaması getiriyor yeni. Rusya’da da var. Başına bela içki şu an. Bir düzenleme ama içki illa içeceğim diyorsa, adama sen karışamazsın. Yani tehlikesine dikkat çekersin, riskine dikkat çekersin, işte çoluğu çocuğu koruyacak tedbir alırsın. Alkol muayenesi yapılıyor, şimdi içki içene baskı mı bu? Mesela polis bakacağım size diyor, getiriyor o zımbırtıyı, alakan yoksa bile herkes alkol muayenesinden geçiyor. Potansiyel içmiş gözüyle bakıyor. Yani ne olur ne olmaz. Şimdi bu özgürlüğün sınırlanması değil; özgürlüktür bu. Bu özgürlüğün teşvikidir. Dünyanın her tarafında alkol muayenesi yapılıyor. Bu nasıl hakkımızın bizim elimizden alınması denir mi buna? İçki içen istediği gibi içer. Kimse de karışmıyor, içmeye de devam ederler, ediyorlar da.

Molotoftan kastım, Özgün Emre Sorkun, daha önceki olaylar için diyorum. Olayları ben zaten izlemedim, bilmiyorum yani daha önceki. Ama şu an benim aldığım haber, başbakanlık ofisinin önünde çok fazla polisin yaralandığı ve birinin de komada olduğu. Gençlerimize de yazık ayrıca o canlarımıza, genç kızlara. Köpeğe yazık. Mesela çok can şeker, ona da yazık.

Salih Bülbül; “Hocam, İngiltere’den yazıyorum. İngiltere’de saat 22:00’dan sonra içki satılmaz. Bu yeni değil” diyor. Tabii.

Şu an gençlik kitlenmiş vaziyette bize, maşaAllah.

Mesela polis araçlarını parçalama, milletin parasıyla alınıyor polis araçları. Bu klasik komünist yöntemdir. Hangi delikanlı gen

Önerilen